| Rahman, Rahim ALLAH adına! |
79. NAZİAT / 1-2-3-4-5Sure Ayet Sayısı: 46 Kitap Sırası: 79 Nüzul Sırası: 81 Nüzul Yeri: MEKKE | Yemin olsun!...
✦ gark ederek nez edenlere!
✦ ve neşt ederek neşt edenlere!
✦ ve sebh ederek sebh edenlere…
✦ ve ardından, sebk ederek sebak olanlara…
✦ ve ardından, emire müdebbir olanlara! | وَالنَّازِعَاتِ غَرْقاًۙ | .1 | 1 |
ven Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
nâziâti Kök: NZA:Kelime: ... veri girişi devam ediyor ...
garkan. Kök: G:RK:Kelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | | | وَالنَّاشِطَاتِ نَشْطاًۙ | .2 | 2 |
ven Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
nâşitâti Kök: NŞT:Kelime: ... veri girişi devam ediyor ...
neştan. Kök: NŞT:Kelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | | | وَالسَّابِحَاتِ سَبْحاًۙ | .3 | 3 |
ves Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
sâbihâti Kök: SBHKelime: sebbihİsim, Etken, Dişil, Çoğul Kelime Anlam: İdrak hali ile açıkça ve net olarak beyan etmek. / Noksansızlığına... Yerli yerindeliğine (evvelde ve ahirde ve zahirde ve batında)… Tam olması gerektiği gibi olduğuna… inanmak ve ikna olmak. Bunların idrakinde olmak ve beyan etmek. (Kavramsal olarak Allah'a özgüdür!)
sebhan. Kök: SBHKelime: sebbihİsim, Eril Kelime Anlam: İdrak hali ile açıkça ve net olarak beyan etmek. / Noksansızlığına... Yerli yerindeliğine (evvelde ve ahirde ve zahirde ve batında)… Tam olması gerektiği gibi olduğuna… inanmak ve ikna olmak. Bunların idrakinde olmak ve beyan etmek. (Kavramsal olarak Allah'a özgüdür!) | | | | | | فَالسَّابِقَاتِ سَبْقاًۙ | .4 | 4 |
fes Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
sâbikâti Kök: SBK:Kelime: sabıkİsim, Etken, Dişil, Çoğul Kelime Anlam: Geçmiş. Önceki. / Zamanca veya rütbece ileride olan. / Eskiden işlenmiş suç.
sebkan. Kök: SBK:Kelime: sebkİsim, Eril, İsim Fiil Kelime Anlam: İleri geçme. Birisini geçme. Yarışma hali. İlerleme. Vaki olma. Birşeyin önceki hali, ilk durumu. Birşeyin kalıplanarak bir şeye benzetilmesi. Koşuda kazanan hayvan. | | | | | | فَالْمُدَبِّرَاتِ اَمْراًۢ | .5 | 5 |
fel Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
mudebbirâti Kök: DBRKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
emren. Kök: eMRKelime: emirİsim, Eril Kelime Anlam: Emredici olan. Seyyid. Şerif. Yüksek rütbeli zabit. Bir memleketin, bir aşiretin veya kabilenin reisi. Büyük ve meşhur bir soydan gelen. Hz.Peygamber'in (A.S.M.) soyundan gelen. Zengin. Kelime Anlam: İş buyurma. Buyurulan şey. Madde, husus, hadise. | | | | |
Diğer Meal: Andolsun (kâfirlerin ruhlarını) şiddetle çekip çıkaranlara, Andolsun (mü’minlerin ruhlarını) kolaylıkla alanlara, Andolsun yüzüp yüzüp gidenlere, Derken, öne geçenlere, Nihayet işi çekip çevirenlere (ki, mutlaka tekrar diriltileceksiniz).
|
79. NAZİAT / 6-7Sure Ayet Sayısı: 46 Kitap Sırası: 79 Nüzul Sırası: 81 Nüzul Yeri: MEKKE | Yevmde, racife recf eder... radife de ona tabi olur. | يَوْمَ تَرْجُفُ الرَّاجِفَةُۙ | .6 | 6 |
yevme Kök: YVMKelime: yevmİsim, Eril, Zaman Zarfı Kelime Anlam: Gün. Yirmidört saatlik zaman. Sene. Asır. Devir. Devre. Süreç.
tercufur Kök: RCFKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
râcifetu. Kök: RCFKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | | | تَتْبَعُهَا الرَّادِفَةُۜ | .7 | 7 |
tetbeuher Kök: TBA:Kelime: tebeaFiil, 3.ncü, Dişil, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Birinin arkası sıra giden, ona uyan. Boyun eğen. İtaat eden. Gr: Kendinden evvelki kelimeye göre hareke alan. Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm'ı görmüş olanları, ashabını görüp, onlardan hadis dinlemiş olan.
râdifetu. Kök: RDFKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | |
Diğer Meal: Büyük bir sarsıntının olacağı o günde o sarsıntıyı, peşinden gelen başka bir sarsıntı izleyecektir.
|
79. NAZİAT / 8Sure Ayet Sayısı: 46 Kitap Sırası: 79 Nüzul Sırası: 81 Nüzul Yeri: MEKKE | Yevme-izinde kalbler vacifedir. | قُلُوبٌ يَوْمَئِذٍ وَاجِفَةٌۙ | .8 | 8 |
kulûbun Kök: K:LBKelime: kulubİsim, Dişil, Çoğul Kelime Anlam: İman merkezi. Gönül. Herşeyin ortası. Bir halden diğer bir hale çevirme. Değiştirme. Bir şeyin içini dışına ve dışını içine çevirmek. Gövdenin kan dolaşımı merkezi. Yürek.
yevme Kök: YVMKelime: yevmİsim, Eril Kelime Anlam: Gün. Yirmidört saatlik zaman. Sene. Asır. Devir. Devre. Süreç.
izin Kök: harfKelime: izinKelime Anlam: "Hem, vakt, yevm, hiyn" gibi kelimelerden sonra ek olarak kullanılır.
Mesela: Hiyne izin: O vakit ki. Yevme izin: O gün ki, kelimelerinde olduğu gibi.
// Mazi fiillerinden evvel "iz" gelirse: İz kuntu muallimen: Muallim olduğum zaman manasına geliyor. (iz) Yazılmasa manası, muallim idim olur. //
vâcifetun. Kök: VCFKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | |
Diğer Meal: O gün birtakım kalpler (tedirginlik içinde) şiddetle çarpacaktır.
|
79. NAZİAT / 9Sure Ayet Sayısı: 46 Kitap Sırası: 79 Nüzul Sırası: 81 Nüzul Yeri: MEKKE | Onların basarları huşu içindedir. | اَبْصَارُهَا خَاشِعَةٌۢ | .9 | 9 |
ebsâruhâ Kök: BS:RKelime: ebsarİsim, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Görme duyusu. Gözün görmesi. Kalble hissetme. Kalb gözü. İdrak. Fikir. Gözleme, takib etme.
hâşiatun. Kök: H:ŞA:Kelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | |
Diğer Meal: Onların gözleri (korku ile) inecektir.
|
79. NAZİAT / 10-11Sure Ayet Sayısı: 46 Kitap Sırası: 79 Nüzul Sırası: 81 Nüzul Yeri: MEKKE | Derler ki:
"Muhakkak biz, hufreler içinde gerçekten merdud mu olacağız?
Nahr kemikler olduğumuz zaman mı?" | يَقُولُونَ ءَاِنَّا لَمَرْدُودُونَ فِي الْحَافِرَةِۜ | .10 | 10 |
yekûlûne Kök: K:VLKelime: kavlFiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: Anlaşma. Sözleşme. Konuşulan söz. Söz cümlesi. İtikad, delalet. Tarif. İlham.
e Kök: soruKelime: eKelime Anlam:
innâ Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
le Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
merdûdûne Kök: RDDKelime: merdud ... veri girişi devam ediyor ...
fîl Kök: harfKelime: fiKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -da, -de eklerini ve "içinde", "hakkında" kelimelerini karşılar. "İçinde, içine, hakkında, hususunda, üzere, dâir, mütedair, beherine ve herbirine" mânalarına gelir.
Mekâna ve zamana âidiyyeti bildirir.
Ta'lil için, isti'lâ için ve yine harf-i cerr olan "bâ, ilâ, min, maa" harflerinin yerine kullanılır.
Geçen mef'ul ile gelecek fasıl arasında geçer.
Te'kid mânası da vardır.
hâfireti. Kök: HFRKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | | | ءَاِذَا كُنَّا عِظَاماً نَخِرَةًۜ | .11 | 11 |
e Kök: soruKelime: eKelime Anlam:
izâ Kök: harfKelime: izaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Birden bire. / Bir de bakılır ki. Kelime Anlam: Şart edatı. Eğer … se/sa.
Belirli bir vakti ifade eden şart edatıdır. Gerçekleşmesi kesin olan hususlarda kullanılır. Cümleye kesinlik anlamı katar.
Mazi fiille birlikte kullanılırsa geniş zaman anlamı katar.
Cümlenin başında yer alır.
Olumsuz şart cümlesi olarak kullanılmak istendiğinde لَمْ ile beraber kullanılır.
kunnâ Kök: KVNKelime: kevnFiil, 1.nci, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Hudus. Varlık, var olmak. Vücud, alem, kainat. Mevcudiyet.
izâmen Kök: A:Z:MKelime: azmİsim, Eril, Çoğul Kelime Anlam:
nahıreten. Kök: NH:RKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | |
Diğer Meal: Şöyle derler: “Biz gerçekten gerisingeriye eski hâlimize mi döndürüleceğiz?” “Bizler çürümüş kemiklere döndükten sonra mı?”
|
79. NAZİAT / 12Sure Ayet Sayısı: 46 Kitap Sırası: 79 Nüzul Sırası: 81 Nüzul Yeri: MEKKE | Derler ki:
"Öyleyse işte bu, hasir kerredir!" | قَالُوا تِلْكَ اِذاً كَرَّةٌ خَاسِرَةٌۢ | .12 | 12 |
kâlû Kök: K:VLKelime: kavlFiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Anlaşma. Sözleşme. Konuşulan söz. Söz cümlesi. İtikad, delalet. Tarif. İlham.
tilke Kök: harfKelime: tilkeKelime Anlam:
izen Kök: harfKelime: izKelime Anlam: Şart edatı. Eğer … se/sa; şayet … se/sa. Kelime Anlam: "Hem, vakt, yevm, hiyn" gibi kelimelerden sonra ek olarak kullanılır.
Mesela: Hiyne izin: O vakit ki. Yevme izin: O gün ki, kelimelerinde olduğu gibi.
// Mazi fiillerinden evvel "iz" gelirse: İz kuntu muallimen: Muallim olduğum zaman manasına geliyor. (iz) Yazılmasa manası, muallim idim olur. //
kerretun Kök: KRRKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
hâsiretun. Kök: H:SRKelime: hasirİsim, Etken, Dişil, Sıfat Kelime Anlam: Hüsranda olan. Sapıtan, dalâlete giden. Azgın. / Eli boş. Müdafaasız. Çaresiz. | | | | |
Diğer Meal: “Öyle ise bu hüsran dolu bir dönüştür” dediler.
|
79. NAZİAT / 13-14Sure Ayet Sayısı: 46 Kitap Sırası: 79 Nüzul Sırası: 81 Nüzul Yeri: MEKKE | Artık muhakkak o, ancak, vahid zecrdir.
Artık onlar, sahireler ile olmuştur! | فَاِنَّمَا هِيَ زَجْرَةٌ وَاحِدَةٌۙ | .13 | 13 |
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
inne Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
hiye Kök: zamirKelime: hiyeZamir Kelime Anlam: Munfasıl zamir. III. Şahıs
zecretun Kök: ZCRKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
vâhidetun. Kök: VHDKelime: vahidİsim, Dişil, Tekil, Sıfat Kelime Anlam: Bir. Bir (1) sayısı. Biricik, eşi ve benzeri olmayan. Tek. / Zatında hiç ortaklığa, çokluğa ihtimali olmayan, parçaları da parçacıkları da olmayan.
El Vahid : ALLAH'ın tekleme, teklik fiili. teklikten gelmesi. Kendisi tekdir ve eşsizdir. Zuhuratları da tekdir ve eşsizdir. Hiç bir şey bir şeye benzemez. "Vahid-ül ehad", tek... teklikten gelmesi. | | | | | | فَاِذَا هُمْ بِالسَّاهِرَةِۜ | .14 | 14 |
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
izâ Kök: harfKelime: izaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Birden bire. / Bir de bakılır ki. Kelime Anlam: Şart edatı. Eğer … se/sa.
Belirli bir vakti ifade eden şart edatıdır. Gerçekleşmesi kesin olan hususlarda kullanılır. Cümleye kesinlik anlamı katar.
Mazi fiille birlikte kullanılırsa geniş zaman anlamı katar.
Cümlenin başında yer alır.
Olumsuz şart cümlesi olarak kullanılmak istendiğinde لَمْ ile beraber kullanılır.
hum Kök: zamirKelime: humZamir Kelime Anlam: Muttasıl zamir. III. Şahıs Kelime Anlam: Munfasıl zamir. III. Şahıs
bis Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
sâhireti. Kök: SH!RKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | |
Diğer Meal: Hâlbuki o, bir haykırıştan (sûr’un üfürülmesinden) ibarettir. Birdenbire kendilerini mahşerde buluverirler.
|
79. NAZİAT / 15Sure Ayet Sayısı: 46 Kitap Sırası: 79 Nüzul Sırası: 81 Nüzul Yeri: MEKKE | Musa'nın hadisi sana geldi mi? | هَلْ اَتٰيكَ حَد۪يثُ مُوسٰىۢ | .15 | 15 |
hel Kök: soruKelime: helKelime Anlam:
etâke Kök: eTYKelime: itaFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Vermek. Bahşetmek. İhsan etmek.
hadîsu Kök: HDS!Kelime: ... veri girişi devam ediyor ...
mûsâ. Kök: MVSKelime: musaÖzel İsim | | | | |
Diğer Meal: (Ey Muhammed!) Mûsâ’nın haberi sana geldi mi?
|
79. NAZİAT / 16-17Sure Ayet Sayısı: 46 Kitap Sırası: 79 Nüzul Sırası: 81 Nüzul Yeri: MEKKE | Rabbi ona, mukaddes Tuva vadisinde nida etmişti:
"Firavuna zehab et!… muhakkak o tuğyandadır!" | اِذْ نَادٰيهُ رَبُّهُ بِالْوَادِ الْمُقَدَّسِ طُوًىۚ | .16 | 16 |
iz Kök: harfKelime: izKelime Anlam: Şart edatı. Eğer … se/sa; şayet … se/sa. Kelime Anlam: "Hem, vakt, yevm, hiyn" gibi kelimelerden sonra ek olarak kullanılır.
Mesela: Hiyne izin: O vakit ki. Yevme izin: O gün ki, kelimelerinde olduğu gibi.
// Mazi fiillerinden evvel "iz" gelirse: İz kuntu muallimen: Muallim olduğum zaman manasına geliyor. (iz) Yazılmasa manası, muallim idim olur. //
nâdâhu Kök: NDVKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
rabbuhu Kök: RBBKelime: rabbİsim, Eril Kelime Anlam: Yetiştiren, eğiten. Terbiye eden. Vicdan.
bil Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
vâdil Kök: VDYKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
mukaddesi Kök: K:DSKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
tuven. Kök: T:VYKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | | | اِذْهَبْ اِلٰى فِرْعَوْنَ اِنَّهُ طَغٰىۘ | .17 | 17 |
izheb Kök: Z!H!BKelime: zehbFiil, 2.nci, Eril, Tekil, Emir Kök Anlam: ✦ Gitmek. Gönderilmek.
✦ Sapmak, gidilen yoldan ayrılmak. Doğru olandan yanlış olana çevrilmek, dönmek.
✦ Değerini değiştitmek veya aldatmak için bir şeyle kaplamak.
✦ Altın kaplamak. Kelime Anlam: ✦ Gitmek. Gönderilmek.
✦ Sapmak, gidilen yoldan ayrılmak. Doğru olandan yanlış olana çevrilmek, dönmek.
✦ Değerini değiştitmek veya aldatmak için bir şeyle kaplamak.
✦ Altın kaplamak.
ilâ Kök: harfKelime: ilaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, -e doğru, -e kadar / Sona eriş, bitiş içindir.
fir'avne Kök: FRA:Kelime: firavunÖzel İsim Kelime Anlam: Belirli bir kralın adı değil, Mısır'ın (Amalika) eski krallarının adı. / Mısırcada büyük ev, Kıpti dilinde ise timsah demektir. İbranicede “ Parʻō - Kral”, Aramicede halen “Ber-ruʿyā - Mülk sahibi, Hâkim” manasında kullanılmaktadır.
innehu Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
tagâ. Kök: T:G:YKelime: tagyFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Azgın. Azmış. Asi. Mütekebbir ve ahmak olan. Dindar olmayan padişah. Zulüm eden. Haksızlık eden. | | | | |
Diğer Meal: Hani, Rabbi ona mukaddes Tuvâ vadisinde şöyle seslenmişti: “Haydi Firavun’a git! Çünkü o azmıştır.”
|
79. NAZİAT / 18-19-20Sure Ayet Sayısı: 46 Kitap Sırası: 79 Nüzul Sırası: 81 Nüzul Yeri: MEKKE | "Ona de ki:
***Tezkiye olmaya var mısın?
Seni Rabbine ihda edeyim… ve ardından haşy edesin.***"
Ardından, ona kübra ayeti gösterdi. | فَقُلْ هَلْ لَكَ اِلٰٓى اَنْ تَزَكّٰىۙ | .18 | 18 |
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
kul Kök: K:VLKelime: kavlFiil, 2.nci, Eril, Tekil, Emir Kelime Anlam: Anlaşma. Sözleşme. Konuşulan söz. Söz cümlesi. İtikad, delalet. Tarif. İlham.
hel Kök: soruKelime: helKelime Anlam:
leke Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
ilâ Kök: harfKelime: ilaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, -e doğru, -e kadar / Sona eriş, bitiş içindir.
en Kök: harfKelime: enKelime Anlam: Kendisinden sonra gelen fiili isimleştirmektedir.
tezekkâ. Kök: ZKVKelime: zekvFiil, TEFA'UL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman | | | | | | وَاَهْدِيَكَ اِلٰى رَبِّكَ فَتَخْشٰىۚ | .19 | 19 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
ehdiyeke Kök: H!DYKelime: ihdaFiil, 1.nci, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: İman ve İslâmiyet yolunu göstermek. Hidayete eriştirmek. Doğru yola götürmek. Allah rızasına uyan yola girmesine vesile olmak. Hediye etmek. Armağan yollamak.
ilâ Kök: harfKelime: ilaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, -e doğru, -e kadar / Sona eriş, bitiş içindir.
rabbike Kök: RBBKelime: rabbİsim, Eril Kelime Anlam: Yetiştiren, eğiten. Terbiye eden. Vicdan.
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
tahşâ. Kök: H:ŞYKelime: haşyFiil, 2.nci, Eril, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: | | | | | | فَاَرٰيهُ الْاٰيَةَ الْـكُبْرٰىۘ | .20 | 20 |
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
erâhul Kök: ReYKelime: raeFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Görmek, anlamak. Gösteriş.
âyetel Kök: eYYKelime: ayetİsim, Dişil, Tekil Kelime Anlam: Eser. Kimsenin inkar edemiyeceği açık delil. Nişan. Alamet. İşaret. Menzil, mekan. Kur'an-ı Kerim'deki her bir cümle. Manen uyanmağa sebeb olan hadise.
kubrâ. Kök: KBRKelime: kubraİsim, Dişil, Sıfat Kelime Anlam: | | | | |
Diğer Meal: “Ona de ki: İster misin (küfür ve isyanından) temizlenesin? Seni Rabbine ileteyim de O’na karşı derinden saygı duyup korkasın!” Derken Mûsâ ona en büyük mucizeyi gösterdi.
|
79. NAZİAT / 21-22Sure Ayet Sayısı: 46 Kitap Sırası: 79 Nüzul Sırası: 81 Nüzul Yeri: MEKKE | Ancak o, kizb etti... ve asi oldu... sonra dübürü üzere say etti. | فَـكَذَّبَ وَعَصٰىۘ | .21 | 21 |
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
kezzebe Kök: KZ!BKelime: kizbFiil, TEF'İL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kök Anlam: ✦ Yalan söylemek. Uydurmak.
✦ Yalan. Uydurma, asılsız söz. Kelime Anlam: ✦ Yalan söylemek. Uydurmak.
✦ Yalan. Uydurma, asılsız söz.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
asâ. Kök: A:S:YKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | | | ثُمَّ اَدْبَرَ يَسْعٰىۘ | .22 | 22 |
summe Kök: harfKelime: summeKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (sonra) matuf şeyler arasında hem sıra olduğunu, hem de fiillerin meydana gelişi arasında uzun bir surenin bulunduğunu gösterir.
edbere Kök: DBRKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
yes'â. Kök: SA:YKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | |
Diğer Meal: Fakat o, Mûsâ’yı yalanladı ve isyan etti. Sonra sırt dönüp koşarak gitti.
|
79. NAZİAT / 23-24Sure Ayet Sayısı: 46 Kitap Sırası: 79 Nüzul Sırası: 81 Nüzul Yeri: MEKKE | Haşr etti... ve ardından nida etti.
Dedi ki:
"Ben sizin a'la Rabbinizim." | فَحَشَرَ فَنَادٰىۘ | .23 | 23 |
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
haşere Kök: HŞRKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
nâdâ. Kök: NDVKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | | | فَقَالَ اَنَا۬ رَبُّكُمُ الْاَعْلٰىۘ | .24 | 24 |
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
kâle Kök: K:VLKelime: kavlFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Anlaşma. Sözleşme. Konuşulan söz. Söz cümlesi. İtikad, delalet. Tarif. İlham.
ene Kök: zamirKelime: eneZamir Kelime Anlam:
rabbukumul Kök: RBBKelime: rabbİsim, Eril Kelime Anlam: Yetiştiren, eğiten. Terbiye eden. Vicdan.
a'lâ. Kök: harfKelime: alaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, üzre, üzerine, üzerinde. | | | | |
Diğer Meal: Hemen (adamlarını) topladı ve onlara seslendi: “Ben, sizin en yüce Rabbinizim!” dedi.
|
79. NAZİAT / 25Sure Ayet Sayısı: 46 Kitap Sırası: 79 Nüzul Sırası: 81 Nüzul Yeri: MEKKE | Ardından ALLAH onu, ahiretin ve ulanın nekaline ahz etti. | فَاَخَذَهُ اللّٰهُ نَكَالَ الْاٰخِرَةِ وَالْاُو۫لٰىۜ | .25 | 25 |
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
ehazehu Kök: eH:Z!Kelime: ahzFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Ele geçirmek. Elde etmek. Alma. Tutma. Esir alma. Kabul etme. Zorla alma. / İşkence etme. // türetilen-çıkarsanan, kabul edilmiş / bir antlaşmayı kabul etmek / sarsılmış-etkilenmiş / ustalık kazanmak, yok etmek, cezbetmek, büyülemek.
llahu Kök: ALLAHKelime: allahÖzel İsim Kelime Anlam: "Allah" ismi celali;
bütün duygularımızın, düşüncelerimizin... bütün "varlık"ların ilk şartı olan derin ve bir tek gizli duygunun, görünen ve görünmeyen varlıkların birleştikleri noktanın; hiçbir engel olmaksızın, doğrudan doğruya gösterdiği... yüce Allah'ın zatına delalet eden, yalnızca O'na ait olan özel bir isimdir.
Bu yüce isim, lisan açısından da adının sahibi gibi, bir ezeliyet perdesi içindedir. Başlangıçtan itibaren özel bir isim olarak kullanılmıştır. Allah'ın zatı, bütün isimler ve vasıflardan önce bulunduğu gibi; "ALLAH" ismi de öyledir.
✦ Allah ismi; ilâhlık vasfından değil... ilâhlık ve mabudiyet vasfı, O’ndan alınmıştır.
✦ Allah, ibadet edilen zat olduğu için Allah değildir... O, Allah olduğu için O’na ibadet edilir.
✦ O’nun "Allah"lığı... tapılmaya ve kulluk edilmeye layık olması... kendiliğindendir.
✦ Mahlukat, Allah'ı mabud olarak ister tanısın ister tanımasın... O bizzat mabuddur. O'na her şey... hatta, O'nu inkar edenler bile, O’na abd olmak zorundadırlar. Allah lafzının, İnsan ağzından, alem-i ilahiye doğru şekilde sunulması, salınması… İslam’ı ve İslam mensublarını güçlü, takatli ve kudretli kılacaktır.
Bu lafz, olması gerekenden farklı şekilde sada edilirse, sadece insanlık değil, hayvanat ve nebadat dahil olmak üzere bütün kain olanlar, bu etkiden zarar görecektir.
nekâlel Kök: NKLKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
âhireti Kök: eH:RKelime: ahiretİsim, Dişil, Tekil Kelime Anlam: Devamiyet. Yaşam-ı ilahinin devamlılığı.
vel Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
ûlâ. Kök: eVLKelime: ulaİsim, Dişil Kelime Anlam: Birinci, ilk, evvel. Eskiden vezirlikten sonra gelen sivil rütbe. Şanlı, şerefli kimse. | | | | |
Diğer Meal: Allah onu, ibret verici şekilde dünya ve âhiret cezasıyla cezalandırdı.
|
79. NAZİAT / 26Sure Ayet Sayısı: 46 Kitap Sırası: 79 Nüzul Sırası: 81 Nüzul Yeri: MEKKE | Muhakkak bunda, haşy edenler için elbette ibret vardır. | اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَعِبْرَةً لِمَنْ يَخْشٰىۜ۟ | .26 | 26 |
inne Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
fî Kök: harfKelime: fiKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -da, -de eklerini ve "içinde", "hakkında" kelimelerini karşılar. "İçinde, içine, hakkında, hususunda, üzere, dâir, mütedair, beherine ve herbirine" mânalarına gelir.
Mekâna ve zamana âidiyyeti bildirir.
Ta'lil için, isti'lâ için ve yine harf-i cerr olan "bâ, ilâ, min, maa" harflerinin yerine kullanılır.
Geçen mef'ul ile gelecek fasıl arasında geçer.
Te'kid mânası da vardır.
zâlike Kök: harfKelime: zelikeKelime Anlam:
le Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
ibreten Kök: A:BRKelime: ibretİsim, Dişil Kök Anlam: ✦ Bir şeyden, bir yerden veya bir kavramdan başka bir şeye, başka bir yere veya başka bir kavrama geçmek.
✦ Bir şeye nisbi bir değer veya anlam atamak. Bir şeyi, daha üst bir şey saymak, bir şeye yormak, öyle kabul etmek.
✦ Geçici bir değer izafe etmek. Saygın farz etmek.
✦ Bir sebebten bir sonuç çıkarmak. Kelime Anlam: ✦ Uyanıklığa sebeb olan ders.
✦ Düşündürücü. Tuhaf, acayip.
li Kök: harfKelime: liKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, için, dolayı, yüzünden, tarafından anlamlarını karşılar.
men Kök: harfKelime: menKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, sadece akıllılar için. kim ... , kim ki ... , kime … .
yahşâ. Kök: H:ŞYKelime: haşyFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: | | | | |
Diğer Meal: Şüphesiz bunda Allah’tan sakınıp korkan kimseler için büyük bir ibret vardır.
|
| Ayn Secavendi |
79. NAZİAT / 27-28-29Sure Ayet Sayısı: 46 Kitap Sırası: 79 Nüzul Sırası: 81 Nüzul Yeri: MEKKE | Sizin halkıyetiniz mi daha şedid... yoksa sema mı?
✦ Onu bina etti.
✦ Simkini ref etti
✦ ve ardından sevva etti.
✦ Onun gecesini gataş etti
✦ ve onun duhasını ihrac etti. | ءَاَنْتُمْ اَشَدُّ خَلْقاً اَمِ السَّمَٓاءُۜ بَنٰيهَا۠ | .27 | 27 |
e Kök: soruKelime: eKelime Anlam:
entum Kök: zamirKelime: entumZamir
eşeddu Kök: ŞDDKelime: eşedİsim, Eril, Tekil
halkan Kök: H:LK:Kelime: halakİsim, Eril Kök Anlam: ✦ Yaratmak.
✦ Örneği ve benzeri olmayan bir şeyi yaratmak, ilk kez var etmek, icad.
✦ Bir şeyi yumuşatıp düzleştirmek.
✦ Halk, toplum. Kelime Anlam: Kelime Anlam: Yaratmak. İcad. Örneği ve benzeri olmayan bir şeyi yaratmak, ibdâ' eylemek. Bir şeyi yumuşatıp düzleştirmek. Halk, toplum.
emis Kök: harfKelime: emKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). yahut, yoksa / bir işin, bir şeyin beyan edilmesini istemek için kullanılır.
semâu Kök: SMVKelime: semaİsim, Dişil Kelime Anlam: Gök yüzü. Asuman. Gök. / Her şeyin sakfı. / Gölgelik. Bulut ve emsali örtü. / İnsanda duygu merkesinin derinlikleri. İnsanın Allah ile irtibat kurduğu nokta.
benâhâ. Kök: BNYKelime: beneyFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman | | | | | | رَفَعَ سَمْكَهَا فَسَوّٰيهَاۙ | .28 | 28 |
rafea Kök: RFA:Kelime: rafeaFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman
semkehâ Kök: SMKKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
sevvâhâ. Kök: SVYKelime: sevvaFiil, TEF'İL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Seviye. Seviyeleme. Seviyelendiren, düzelten. Doğruya götüren. | | | | | | وَاَغْطَشَ لَيْلَهَا وَاَخْرَجَ ضُحٰيهَاۖ | .29 | 29 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
agtaşe Kök: G:T:ŞKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
leylehâ Kök: LYLKelime: leylİsim, Eril Kelime Anlam:
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
ahrace Kök: H:RCKelime: haraceFiil, İF'AL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman
duhâhâ. Kök: D:HVKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | |
Diğer Meal: (Ey inkârcılar!) Sizi yaratmak mı daha zor, yoksa göğü yaratmak mı? Onu Allah kurmuştur. Onu yükseltmiş ve ona düzen ve âhenk vermiştir. O göğün gecesini karanlık yaptı, ışığını da çıkardı.
|
79. NAZİAT / 30-31-32-33Sure Ayet Sayısı: 46 Kitap Sırası: 79 Nüzul Sırası: 81 Nüzul Yeri: MEKKE | ✦ ve bundan sonra... arzı deha etti.
Ondan... sizin için ve enamınız için meta olarak... suyunu ve merasını ihrac etti... ve dağları da ona irsa etti! | وَالْاَرْضَ بَعْدَ ذٰلِكَ دَحٰيهَاۜ | .30 | 30 |
vel Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
arda Kök: eRD:Kelime: arzİsim, Dişil Kelime Anlam: İnsanın Allah'tan aldığı emri uyguya aldığı nokta. Aşağı. Toprak. Zemin. Yeryüzü. Dünya. Memleket, ülke. Küre. İklim. Davarın ayağının altı.
ba'de Kök: BA:DKelime: badeİsim, Zaman Zarfı Kelime Anlam: Zaman zarfıdır ve tehir ifade eder. / Sonra. İtibaren. / Zaman yada meakan olarak uzak, mesafeli. / Umulmadık. / Helak olmak.
zâlike Kök: harfKelime: zelikeKelime Anlam:
dehâhâ. Kök: DHVKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | | | اَخْرَجَ مِنْهَا مَٓاءَهَا وَمَرْعٰيهَاۖ | .31 | 31 |
ahrace Kök: H:RCKelime: haraceFiil, İF'AL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman
minhâ Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
mâehâ Kök: MVH!Kelime: maeİsim, Eril
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
mer'âhâ. Kök: RA:YKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | | | وَالْجِبَالَ اَرْسٰيهَاۙ | .32 | 32 |
vel Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
cibâle Kök: CBLKelime: cibalİsim, Eril, Çoğul Kök Anlam: ✦ Sert ve büyük kaya katmanı. Sert ve mukavim yükselti, dağ.
✦ Erkeklerden oluşan topluluk ve topluluğun şefi.
✦ Zihniyetin, değişmesi çok zor olan unsurları.
✦ Kişinin fıtratından var olan veya cenin halindeyken anne karnında kendisine işlenen huyları, cibilliyet.
✦ Devede hörgüç. Kelime Anlam:
ersâhâ. Kök: RSVKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | | | مَتَاعاً لَكُمْ وَلِاَنْعَامِكُمْۜ | .33 | 33 |
metâan Kök: MTA:Kelime: meta ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Fayda. Menfaat. Kıymetli eşya. Dünya geçimliği. Tüccar malı.
lekum Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
li Kök: harfKelime: liKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, için, dolayı, yüzünden, tarafından anlamlarını karşılar.
en Kök: harfKelime: enKelime Anlam: Kendisinden sonra gelen fiili isimleştirmektedir.
âmikum. Kök: NA:MKelime: nemaeİsim, Eril, Çoğul | | | | |
Diğer Meal: Ardından yeri düzenleyip döşedi. Ondan suyunu ve merasını çıkardı. Dağları sağlam bir şekilde yerleştirdi. Bunları sizin için ve hayvanlarınız için bir yarar kaynağı yaptı.
|
79. NAZİAT / 34-35Sure Ayet Sayısı: 46 Kitap Sırası: 79 Nüzul Sırası: 81 Nüzul Yeri: MEKKE | Kübra tammat geldiğinde… yevmde, İnsan say ettiği şeyi tezekkür eder! | فَاِذَا جَٓاءَتِ الطَّٓامَّةُ الْكُبْرٰىۘ | .34 | 34 |
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
izâ Kök: harfKelime: izaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Birden bire. / Bir de bakılır ki. Kelime Anlam: Şart edatı. Eğer … se/sa.
Belirli bir vakti ifade eden şart edatıdır. Gerçekleşmesi kesin olan hususlarda kullanılır. Cümleye kesinlik anlamı katar.
Mazi fiille birlikte kullanılırsa geniş zaman anlamı katar.
Cümlenin başında yer alır.
Olumsuz şart cümlesi olarak kullanılmak istendiğinde لَمْ ile beraber kullanılır.
câetit Kök: CYeKelime: caeFiil, 3.ncü, Dişil, Tekil, Geçmiş Zaman
tammetul Kök: T:MMKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
kubrâ. Kök: KBRKelime: kubraİsim, Dişil, Sıfat Kelime Anlam: | | | | | | يَوْمَ يَتَذَكَّرُ الْاِنْسَانُ مَا سَعٰىۙ | .35 | 35 |
yevme Kök: YVMKelime: yevmİsim, Eril, Zaman Zarfı Kelime Anlam: Gün. Yirmidört saatlik zaman. Sene. Asır. Devir. Devre. Süreç.
yetezekkerul Kök: Z!KRKelime: zikrFiil, TEFA'UL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Anmak, hatırlamak. Yad etmek. Anılmak. Anımsamak, akılda tutmak, aklına getirmek. Hatırlatmak, dile getirmek, adını söylemek. Bir şeyi zihinde hazır etme. Akıldan çıkarmamak, unutmamak.
insânu Kök: eNSKelime: insanİsim, Eril Kelime Anlam: Yetkili ve sahib temsilcinin, beşer yaşantıdaki adı.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
seâ. Kök: SA:YKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | |
Diğer Meal: En büyük felaket (kıyamet) geldiği zaman, o gün insan yaptıklarını hatırlar.
|
79. NAZİAT / 36Sure Ayet Sayısı: 46 Kitap Sırası: 79 Nüzul Sırası: 81 Nüzul Yeri: MEKKE | Gören kimse için cahim bariz edilir. | وَبُرِّزَتِ الْجَح۪يمُ لِمَنْ يَرٰى | .36 | 36 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
burrizetil Kök: BRZKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
cahîmu Kök: CHMKelime: cahimİsim, Dişil Kelime Anlam: Çok sıcak yer. Şiddetli ve kat kat birbiri üzerine yanan ateş. Çukur yerde yanan ateş. Cehennem'in bir tabakası.
li Kök: harfKelime: liKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, için, dolayı, yüzünden, tarafından anlamlarını karşılar.
men Kök: harfKelime: menKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, sadece akıllılar için. kim ... , kim ki ... , kime … .
yerâ. Kök: ReYKelime: raeFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Görmek, anlamak. Gösteriş. | | | | |
Diğer Meal: Cehennem, görenler için apaçık bir şekilde gösterilir.
|
79. NAZİAT / 37-38-39Sure Ayet Sayısı: 46 Kitap Sırası: 79 Nüzul Sırası: 81 Nüzul Yeri: MEKKE | Dünya hayatını eser ederek tuğyanda olan kimse… artık muhakkak onun mevası cahimdir. | فَاَمَّا مَنْ طَغٰىۙ | .37 | 37 |
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
emmâ Kök: harfKelime: emmaKelime Anlam: Şart Edatı. Lâkin, ancak şu kadar var ki.
men Kök: harfKelime: menKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, sadece akıllılar için. kim ... , kim ki ... , kime … .
tagâ. Kök: T:G:YKelime: tagyFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Azgın. Azmış. Asi. Mütekebbir ve ahmak olan. Dindar olmayan padişah. Zulüm eden. Haksızlık eden. | | | | | | وَاٰثَرَ الْحَيٰوةَ الدُّنْيَاۙ | .38 | 38 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
âserel Kök: eS!RKelime: esrFiil, İF'AL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman
hayâted Kök: HYYKelime: hayatİsim, Dişil Kelime Anlam: Dirilik. Canlılık. Sağlık. / Kasaba ve köy evlerinde üstü kapalı, bir, iki veya üç tarafı açık sofa, avlu.
dunyâ. Kök: DNVKelime: dunyaİsim, Dişil, Tekil Kelime Anlam: Dünya (Denâet veya dünüvv. den) En yakın, en aşağı. Şimdiki âlemimiz. | | | | | | فَاِنَّ الْجَح۪يمَ هِيَ الْمَأْوٰىۜ | .39 | 39 |
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
innel Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
cahîme Kök: CHMKelime: cahimİsim, Dişil Kelime Anlam: Çok sıcak yer. Şiddetli ve kat kat birbiri üzerine yanan ateş. Çukur yerde yanan ateş. Cehennem'in bir tabakası.
hiyel Kök: zamirKelime: hiyeZamir Kelime Anlam: Munfasıl zamir. III. Şahıs
me'vâ. Kök: eVYKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | |
Diğer Meal: 37,38,39. Kim azgınlık eder ve dünya hayatını tercih ederse, şüphesiz, cehennem onun sığınağıdır.
|
79. NAZİAT / 40-41Sure Ayet Sayısı: 46 Kitap Sırası: 79 Nüzul Sırası: 81 Nüzul Yeri: MEKKE | Rabbinin makamından korku duyan... ve nefsini hevadan nehy eden kimse… artık muhakkak onun mevası cennettir. | وَاَمَّا مَنْ خَافَ مَقَامَ رَبِّه۪ وَنَهَى النَّفْسَ عَنِ الْهَوٰىۙ | .40 | 40 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
emmâ Kök: harfKelime: emmaKelime Anlam: Şart Edatı. Lâkin, ancak şu kadar var ki.
men Kök: harfKelime: menKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, sadece akıllılar için. kim ... , kim ki ... , kime … .
hâfe Kök: H:VFKelime: havfFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam:
makâme Kök: K:VMKelime: makamİsim, Eril Kök Anlam: Bir işe başlamak.
Pazar kurmak. Müşteri ile anlaşmak.
Doğru, dik, ayakta. Dürüst. İsabetli.
Boyu düzgün ve güzel. Kelime Anlam: Durulacak yer. Rütbeli yer. Mesned. Mansab. Musikide usul. Tempo. kıyam yapılan yerin ismi, kıyam etmek ve kıyamın zamanı için kullanılır: Kıyam etmek/ ayağa kalkmak, ayakta durulan yer, ayakta durulan zaman. Oturulan yer, durulan yer.
rabbihî Kök: RBBKelime: rabbİsim, Eril Kelime Anlam: Yetiştiren, eğiten. Terbiye eden. Vicdan.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
nehen Kök: NH!YKelime: nehyFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Nehiy. Yasak etmek. Menetmek.
nefse Kök: NFSKelime: nefsİsim, Dişil, Tekil Kelime Anlam: Can, kişi, kendi, öz varlık. Bir şeyin zatı olan, kendisi. Göz. Şehvet ve gadabın mebdei olan kuvve-i nefsaniye. Fıtri meyil, bedenin hissi istekleri. Ruh, hayat, asıl. Maya. Hamiyet. Dişil (semai müennes) kavramdır.
anil Kök: harfKelime: anKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -den, -dan / Uzaklık ve geçip aşmak içindir.
hevâ. Kök: H!VYKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | | | فَاِنَّ الْجَنَّةَ هِيَ الْمَأْوٰىۜ | .41 | 41 |
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
innel Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
cennete Kök: CNNKelime: cennetİsim, Dişil Kelime Anlam: Etrafı çevrilerek ve kapatılarak korumaya alınmış bahçe.
hiyel Kök: zamirKelime: hiyeZamir Kelime Anlam: Munfasıl zamir. III. Şahıs
me'vâ. Kök: eVYKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | |
Diğer Meal: Kim de, Rabbinin huzurunda duracağından korkar ve nefsini arzularından alıkoyarsa, şüphesiz, cennet onun sığınağıdır.
|
79. NAZİAT / 42-43-44-45Sure Ayet Sayısı: 46 Kitap Sırası: 79 Nüzul Sırası: 81 Nüzul Yeri: MEKKE | Sana, kendilerini mürsa edecek saati sual ediyorlar.
Onun zikrinden sende ne var ki!
Onun müntehası Rabbinedir.
Muhakkak sen, ancak, haşy eden kimselere inzar edensin. | يَسْـَٔلُونَكَ عَنِ السَّاعَةِ اَيَّانَ مُرْسٰيهَاۜ | .42 | 42 |
yes'elûneke Kök: SeLKelime: seeleFiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: Dilenci. Fakir. Soran. İsteyen. Akan, seyelan eden.
anis Kök: harfKelime: anKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -den, -dan / Uzaklık ve geçip aşmak içindir.
sâati Kök: SVA:Kelime: saatİsim, Dişil Kök Anlam: ✦ Benlikten arınmış hareket. Emr-i ilahiye uygunluğu duymak.
✦ Bir günün yirmi dörtte biri, saat. Altmış dakikalık zaman.
✦ Zaman, vakit. Belirli bir vakit. Kelime Anlam: ✦ Benlikten arınmış hareket. Emr-i ilahiye uygunluğu duymak.
✦ Bir günün yirmi dörtte biri, saat. Altmış dakikalık zaman.
✦ Zaman, vakit. Belirli bir vakit.
eyyâne Kök: harfKelime: eyyuKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, insan, hayvan ve cansızlar için. hangisini ..., neyi..., kimi..., se/sa
mursâhâ. Kök: RSVKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | | | ف۪يمَ اَنْتَ مِنْ ذِكْرٰيهَاۜ | .43 | 43 |
fî Kök: harfKelime: fiKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -da, -de eklerini ve "içinde", "hakkında" kelimelerini karşılar. "İçinde, içine, hakkında, hususunda, üzere, dâir, mütedair, beherine ve herbirine" mânalarına gelir.
Mekâna ve zamana âidiyyeti bildirir.
Ta'lil için, isti'lâ için ve yine harf-i cerr olan "bâ, ilâ, min, maa" harflerinin yerine kullanılır.
Geçen mef'ul ile gelecek fasıl arasında geçer.
Te'kid mânası da vardır.
me Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
ente Kök: zamirKelime: enteZamir Kelime Anlam: Munfasıl zamir. II. Şahıs
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
zikrâhâ. Kök: Z!KRKelime: zikirİsim, Dişil Kelime Anlam: Anmak, hatırlamak. Yad etmek. Anılmak. Anımsamak, akılda tutmak, aklına getirmek. Hatırlatmak, dile getirmek, adını söylemek. Bir şeyi zihinde hazır etme. Akıldan çıkarmamak, unutmamak. | | | | | | اِلٰى رَبِّكَ مُنْتَهٰيهَاۜ | .44 | 44 |
ilâ Kök: harfKelime: ilaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, -e doğru, -e kadar / Sona eriş, bitiş içindir.
rabbike Kök: RBBKelime: rabbİsim, Eril Kelime Anlam: Yetiştiren, eğiten. Terbiye eden. Vicdan.
muntehâhâ. Kök: NH!YKelime: muntehaİsim, İFTİ'AL Kalıbı, Edilgen, Eril Kelime Anlam: Son, en son derece, en son yer, nihayet. Son uç. | | | | | | اِنَّمَٓا اَنْتَ مُنْذِرُ مَنْ يَخْشٰيهَاۜ | .45 | 45 |
inne Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
ente Kök: zamirKelime: enteZamir Kelime Anlam: Munfasıl zamir. II. Şahıs
munziru Kök: NZ!RKelime: munzirİsim, İF'AL Kalıbı, Etken, Eril Kelime Anlam:
men Kök: harfKelime: menKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, sadece akıllılar için. kim ... , kim ki ... , kime … .
yahşâhâ. Kök: H:ŞYKelime: haşyFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: | | | | |
Diğer Meal: Sana, kıyametin ne zaman kopacağını soruyorlar. Onu bilip söylemek nerede, sen nerede? Onun nihai bilgisi yalnız Rabbine âittir. Sen, ancak ondan korkanları uyarıcısın.
|
79. NAZİAT / 46Sure Ayet Sayısı: 46 Kitap Sırası: 79 Nüzul Sırası: 81 Nüzul Yeri: MEKKE | Onu gördükleri yevmde... onlar, sadece, aşiyy veya duha vakti kadar lebs olmuş gibidirler. | كَاَنَّهُمْ يَوْمَ يَرَوْنَهَا لَمْ يَلْبَثُٓوا اِلَّا عَشِيَّةً اَوْ ضُحٰيهَا | .46 | 46 |
ke Kök: harfKelime: keKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). gibi, sanki anlamlarındadır. Benzetme içindir.
ennehum Kök: harfKelime: enneKelime Anlam: Şart edatı. her nerede … se/sa; her nereye … se/sa; her neresi … se/sa Kelime Anlam: İsim cümlesinin manasını masdara çevirir. “enne” tercüme edilirken; “-olduğunu, -dığını” olarak tercüme edilir. Te’kid yani pekiştirme harfidir. Cümle başında gelmez. “enne”nin ismi, “mansub”; haberi merfu olur.
yevme Kök: YVMKelime: yevmİsim, Eril, Zaman Zarfı Kelime Anlam: Gün. Yirmidört saatlik zaman. Sene. Asır. Devir. Devre. Süreç.
yeravnehâ Kök: ReYKelime: raeFiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: Görmek, anlamak. Gösteriş.
lem Kök: harfKelime: lemKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Hükme olumsuz anlam verir.
yelbesû Kök: LBS!Kelime: lebsFiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: Bir yerde eğlenip durma. Vakit geçirme. Kalma.
illâ Kök: harfKelime: illaKelime Anlam:
aşiyyeten Kök: A:ŞVKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
ev Kök: harfKelime: evKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). yahut, veya, ya da / Tereddüt, şüphe veya iki şeyden birini seçme serbestisini ifade eder.
duhâhâ. Kök: D:HVKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | |
Diğer Meal: Kıyameti gördükleri gün onlar, sanki dünyada ancak bir akşam, yahut bir kuşluk vakti kadar kalmış gibidirler.
|